Bu fotoğraf, fotoğrafçılık tarihinin en ikonik portrelerinden biridir. 1984 yılının Aralık ayında, fotoğrafçı Steve McCurry Afganistan'da, ülkeyi kasıp kavuran bir savaşı takip ediyordu. Kendisi National Geographic'in yüklenicisiydi. Milyonlarca mülteci çatışmalardan kaçmak için Pakistan'a kaçıyordu.

NPR web sitesi McCurry ile bir söyleşi yaparak orada yaşadıklarını ve dünyanın en ünlü fotoğraflarından biri olan "Afgan Kızı "nı nasıl çektiğini ayrıntılı olarak anlattı. Söyleşinin sesini (İngilizce olarak) web sitesinden dinleyebilirsiniz. Fotoğrafçıya göre mültecilerin bulunduğu Pakistan ve Afganistan sınırındaki koşullar içler acısıydı. "Hastalık vardı - korkunç bir varoluştu",Steve McCurry diyor ki.

Pakistan'ın Peşaver kenti yakınlarındaki böyle bir kampta McCurry büyük bir çadırın içinden gelen beklenmedik bir çocuk kahkahası sesi duydu İnanılmaz gözleri olan bir kız fark ettim ve çekmek istediğim tek fotoğrafın bu olduğunu hemen anladım" diyor.

McCurry, "İlk başta bu genç kız - adı Sharbat Gula - ellerini yüzünü kapatana kadar kaldırdı" diyor. Öğretmeni ondan ellerini indirmesini istedi çünkü dünya onun yüzünü görecek ve hikayesini öğrenecekti. McCurry, "O da ellerini indirdi ve sadece objektifime baktı" diyor.

"McCurry, kızın daha önce hiç fotoğraf makinesi görmediğini söylüyor. "Şalı ve arka plan, renkler harika bir uyum içindeydi" diyor McCurry. "Tek yapmam gereken deklanşöre basmaktı." Ancak Gula, McCurry'ye çalışması için fazla zaman vermedi ve birkaç fotoğraf çeker çekmez kalkıp gitti.McCurry şöyle diyor: "Elimde tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Dijital öncesi dönemdeydim ve geri dönüp filmin banyo edildiğini görmem neredeyse iki ayımı aldı."

McCurry, National Geographic editörüne iki versiyon gösterdi: İlki Gula'nın yüzünü kapattığı, diğeri ise doğrudan objektife baktığı fotoğraftı. "Editör onun kameraya baktığı fotoğrafı görür görmez ayağa kalktı ve 'İşte bir sonraki kapağımız' dedi" diyor McCurry. "Bazen hayatta, bazen de benim fotoğrafçılığımda yıldızlar aynı hizaya gelir ve her şey bir şekilde bir araya gelirOn yedi yıl sonra kızın izini sürmüş ve uzun arayışlardan sonra onu Afganistan'da tekrar bulmuş. İşte o zaman hikayesini keşfetmiş: Fotoğrafını çektiğinde Gula yaklaşık 12 yaşındaymış. Ailesi bir Sovyet hava saldırısında öldürülmüş, o da büyükannesi ve dört kardeşiyle birlikte haftalarca çeşitli mülteci kamplarını dolaşmış.

"Sadece bir mülteci değil, aynı zamanda bir yetim, bir tür anonim olan genç bir kız için - gerçekten oradaki toplumun çatlakları arasına düştü" diyor. "Ailesini kaybetmiş olmanın ve ardından yabancı bir ülkede evinden bu kadar uzakta olmanın onu nasıl etkilediğini ancak hayal edebilirim." McCurry bugün hala Gula ve ailesiyle temas halinde.

KAYNAK: NPR